Yazar: eraybektas

  • Outlook’ta “Silinen öğeler klasörü kullanılamıyor” Hatası Nasıl Çözülür?

    Outlook’ta “Silinen öğeler klasörü kullanılamıyor” Hatası Nasıl Çözülür?

    Outlook’ta “Deleted Items Folder is Unavailable” hatası yani silinen öğeler klasörü kullanılamıyor hatası, kullanıcıların en sık karşılaştığı sorunlardan biridir. Bu hata, genellikle e-posta klasörlerinin düzgün senkronize olmaması veya Outlook profilindeki bozulmalar nedeniyle meydana gelir. Neyse ki, bu sorunu çözmek için birkaç etkili yöntem bulunmaktadır.

    1. Outlook’u Sıfırlama Komutlarıyla Düzeltme

    Outlook’un klasör yapılandırmalarındaki sorunları gidermek için aşağıdaki adımları izleyebilirsin:

    1. Outlook’u Kapat: Tüm Outlook pencerelerinin kapalı olduğundan emin ol.
    2. Çalıştır Komutunu Aç: Windows tuşu + R tuşlarına basarak “Çalıştır” penceresini aç.
    3. Komutları Gir: Aşağıdaki komutları sırasıyla gir ve her birinden sonra Enter tuşuna bas:
      • Outlook.exe /resetfolders
      • Outlook.exe /resetfoldernames

    Bu komutlar, Outlook’un klasör yapılandırmalarını varsayılan ayarlara sıfırlar ve “Deleted Items” klasörünü geri getirebilir. 

    2. IMAP Klasör Aboneliklerini Kontrol Etme

    Eğer IMAP hesabı kullanıyorsan, “Deleted Items” klasörüne abone olman gerekebilir:

    1. IMAP Klasörlerini Görüntüle: Outlook’ta “Klasörler” sekmesine git ve “IMAP Klasörleri” seçeneğini tıkla.
    2. Klasörleri Sorgula: Açılan pencerede “Sorgula” butonuna bas.
    3. “Deleted Items” Klasörünü Abone Et: Listede “Deleted Items” klasörünü bul ve üzerine tıklayarak “Abone Ol” seçeneğini seç.

    Bu işlem, Outlook’un “Deleted Items” klasörüne erişimini sağlayabilir. 

    3. Klasörü Manuel Olarak Oluşturma

    Eğer yukarıdaki yöntemler işe yaramazsa, “Deleted Items” klasörünü manuel olarak oluşturabilirsin:

    1. Yeni Klasör Oluştur: Outlook’ta “Klasörler” sekmesine git ve “Yeni Klasör” seçeneğini tıkla.
    2. Klasör Adını Belirle: Yeni klasöre “Deleted Items” adını ver ve “Tamam” butonuna bas.
    3. Klasörü Abone Et: Yukarıdaki 2. yöntemdeki adımları izleyerek bu yeni klasöre abone ol.

    Bu adımlar, Outlook’un “Deleted Items” klasörünü yeniden oluşturmanı sağlar.

    4. Outlook Profilini Onarma

    Outlook profilindeki bozulmalar, klasör erişim sorunlarına yol açabilir. Profilini onarmak için:

    1. Denetim Masası’na Git: Windows arama çubuğuna “Denetim Masası” yaz ve aç.
    2. Mail Ayarlarına Eriş: “Mail” seçeneğini tıkla.
    3. Profilleri Yönet: “Profilleri Göster” butonuna bas.
    4. Yeni Profil Oluştur: “Ekle” butonuna tıkla ve yeni bir profil oluştur.
    5. Varsayılan Yap: Yeni oluşturduğun profili varsayılan olarak ayarla.

    Bu işlem, profilindeki olası bozulmaları giderebilir. 

    5. Outlook’u Onarma veya Yeniden Yükleme

    Eğer sorun devam ediyorsa, Outlook’u onarmayı veya yeniden yüklemeyi düşünebilirsin:

    1. Program Ekle/Kaldır’a Git: Windows arama çubuğuna “Program Ekle veya Kaldır” yaz ve aç.
    2. Microsoft Office’i Seç: Listeden Microsoft Office’i bul ve üzerine tıkla.
    3. Değiştir Seçeneğini Tıkla: “Değiştir” butonuna bas.
    4. Onar Seçeneğini Seç: Açılan pencerede “Onar” seçeneğini tıkla ve talimatları izle.

    Eğer onarım işe yaramazsa, Outlook’u tamamen kaldırıp yeniden yüklemeyi düşünebilirsin.

    Sonuç

    “Deleted Items Folder is Unavailable” hatası, Outlook kullanıcıları için can sıkıcı bir sorun olabilir. Ancak yukarıda belirtilen yöntemlerle bu sorunu çözebilirsin. Eğer sorun devam ederse, Microsoft destek ile iletişime geçmeyi düşünebilirsin.

  • Insider Threats (İç Tehditler) Nedir? Siber Güvenlikte En Kritik Riskler

    Insider Threats (İç Tehditler) Nedir? Siber Güvenlikte En Kritik Riskler

    Insider Threats (İç Tehditler) nedir sorusu, siber güvenlik alanında kritik öneme sahip bir konudur. Siber saldırı dendiğinde genelde dışarıdan gelen tehditler akla gelir; fakat çoğu zaman en büyük tehlike kurum içinde gizlidir. Insider Threats, çalışanlar, yükleniciler veya sistem erişimine sahip kişilerin kasıtlı ya da kazara gerçekleştirdiği zararlı faaliyetleri ifade eder. Bu makalede, iç tehditlerin ne olduğunu, türlerini, sebeplerini ve nasıl önlenebileceğini detaylı şekilde ele alacağız.

    Insider Threats (İç Tehditler) Tanımı

    Insider Threats, bir organizasyonun güvenliğini tehlikeye atan, içeriden gelen risklerdir. Bu tehditler, genellikle sistemlere erişim hakkı olan kişiler tarafından gerçekleştirilir.

    Kimin Tarafından Gerçekleşebilir?

    • Çalışanlar
    • Yükleniciler
    • İş ortakları
    • Geçmiş çalışanlar (eski erişim hakkı ile)

    Temel Özellikleri

    • Yetkilendirilmiş erişim
    • Sistemlere içeriden erişim
    • Genellikle tespit edilmesi zor tehditler

    İç Tehdit Türleri

    Insider Threats, farklı amaç ve yöntemlere göre sınıflandırılabilir.

    1. Kasıtlı İç Tehditler

    • Amaç: Veri çalma, sabotaj veya ticari zarar vermek.
    • Örnek: Çalışanın şirket sırlarını rakip firmaya satması.

    2. Kazara İç Tehditler

    • Amaçsız olarak yapılan hatalar.
    • Örnek: Yanlışlıkla hassas bilgilerin paylaşılması.

    3. Sistemsel İç Tehditler (H3)

    • Sistemdeki hatalar veya eksiklikler nedeniyle ortaya çıkan riskler.
    • Örnek: Yanlış yapılandırılmış erişim izinleri.

    Insider Threats (İç Tehditler) Neden Önemlidir?

    İç tehditler, siber güvenlikte en zor tespit edilen risklerden biridir. Çünkü saldırı, kurumun içinden gelir ve çoğu zaman yetkilendirilmiş erişim kullanılır.

    Etkileri

    • Finansal zarar
    • Marka itibarına zarar
    • Veri kaybı veya sızdırılması
    • Yasal sorunlar

    İstatistikler

    • Siber saldırıların yaklaşık %60’ı içeriden gelir.
    • İç tehditlerin tespit edilmesi dış tehditlere göre 50% daha uzun sürer.

    Insider Threats Nasıl Önlenir?

    Kurum içinden gelen tehditleri önlemek için çeşitli stratejiler kullanılabilir.

    1. Güvenlik Politikaları ve Eğitim

    • Çalışanlara düzenli siber güvenlik eğitimi vermek.
    • Erişim politikalarını netleştirmek.

    2. Erişim Kontrolleri

    • Rol bazlı erişim izinleri.
    • Gereksiz yetkilerin kaldırılması.

    3. İzleme ve Analiz

    • Sistem aktivitelerinin sürekli izlenmesi.
    • Anormal davranışların raporlanması.

    4. Siber Güvenlik Araçları

    • İç tehdit algılama yazılımları (Insider Threat Detection Tools).
    • Veri kaybı önleme (DLP) çözümleri.

    Insider Threats Örnekleri

    Kendi içinde çeşitli senaryolarla ortaya çıkabilir:

    Örnek 1: Ticari Casusluk

    Bir çalışan, şirkete ait kritik bilgileri rakip firmaya satar.

    Örnek 2: Sabotaj

    İşten ayrılan bir çalışan, sistemlere zarar verir veya veri siler.

    Örnek 3: Kazara Veri Sızıntısı

    Bir çalışan yanlışlıkla hassas dosyayı halka açık bir platforma yükler.

    Sonuç

    Insider Threats (İç Tehditler) nedir sorusunun cevabı, modern siber güvenlikte çok büyük önem taşır. İç tehditler, yetkilendirilmiş erişim hakkına sahip kişilerden geldiği için tespit edilmesi zordur ve ciddi zararlar verebilir. Bu nedenle kurumlar, kapsamlı güvenlik politikaları, erişim kontrolleri, izleme sistemleri ve çalışan eğitimi ile bu tehditleri minimize etmelidir.

    Sonuç: İç tehditler, siber güvenlik stratejisinin vazgeçilmez bir parçasıdır ve her kurumun dikkatle ele alması gereken risklerdendir.

  • Stuxnet Nedir? Siber Savaşların İlk Gerçek Örneği

    Stuxnet Nedir? Siber Savaşların İlk Gerçek Örneği

    Stuxnet nedir sorusu, siber güvenlik dünyasında sıkça sorulan bir sorudur. Aslında Stuxnet, yalnızca bir virüs değil, tarih boyunca yapılmış en sofistike ve hedef odaklı siber saldırılardan biridir. İran’ın nükleer tesislerine yönelik bu saldırı, siber savaşın gerçek dünyadaki ilk örneği olarak kabul ediliyor. Bu makalede Stuxnet’in ne olduğunu, nasıl çalıştığını, etkilerini ve sonuçlarını detaylı şekilde inceleyeceğiz.

    Stuxnet’in Tanımı ve Tarihçesi

    Stuxnet, özel olarak tasarlanmış bir bilgisayar solucanı (worm) olarak bilinir. İlk olarak 2010 yılında keşfedildi. Ancak uzmanlar, Stuxnet’in yıllar önce hazırlandığını ve hedefe yönelik karmaşık bir saldırı planının parçası olduğunu söylüyor.

    Stuxnet’in Ortaya Çıkışı (H3)

    2010’da keşfedilen Stuxnet, özellikle Siemens marka endüstriyel kontrol sistemlerini hedef aldı. Bu saldırının amacı İran’ın Natanz’daki uranyum zenginleştirme tesislerindeki santrifüjlerin hızını değiştirmekti. Böylece tesisin üretim kapasitesini ciddi şekilde bozmak hedeflenmişti.

    Stuxnet Nasıl Çalışır?

    Stuxnet, sıradan bir zararlı yazılım değildir. Kendine özgü çalışma mekanizması sayesinde dünyanın en karmaşık siber silahlarından biri haline gelmiştir.

    Teknik Özellikler

    • Zararlı Kod: Stuxnet, Windows işletim sistemlerini hedefleyen çok katmanlı bir kod yapısına sahipti.
    • PLC Manipülasyonu: Programlanabilir lojik kontrolörlere (PLC) zarar vererek fiziksel cihazları manipüle etti.
    • Zero-Day Açıkları: Stuxnet, o dönem bilinmeyen ve yamalanmamış güvenlik açıklarını kullanarak sistemlere sızdı.
    • Kendi Kendini Yayma Yeteneği: USB bellekler ve ağ bağlantıları üzerinden otomatik olarak çoğaldı.

    Saldırının Hedefi

    Stuxnet’in temel hedefi, İran’ın nükleer programındaki santrifüjleri çalışamaz hale getirmekti. Bunun için saldırı, sistem hızlarını aniden artırıp düşüren, kontrol sistemlerini yanıltan karmaşık kodlar içeriyordu.

    Stuxnet’in Etkileri

    Stuxnet’in keşfi, siber güvenlik dünyasında büyük bir şok etkisi yarattı.

    Küresel Güvenlik Algısındaki Değişim

    Stuxnet, devlet destekli siber saldırı kavramını gündeme taşıdı. Siber savaşın artık yalnızca bir teori olmadığını, gerçek dünyada ciddi etkiler yaratabileceğini kanıtladı.

    Teknik ve Politik Etkiler

    • İran’ın nükleer programı yavaşladı.
    • Siber güvenlik şirketleri yeni savunma mekanizmaları geliştirdi.
    • Ülkeler, siber saldırı ve savunma stratejilerini yeniden gözden geçirdi.

    Stuxnet’in Günümüzdeki Önemi

    Bugün Stuxnet, akademik çalışmaların, siber güvenlik konferanslarının ve devlet güvenlik stratejilerinin temel örneklerinden biri.

    Siber Savaşta Dönüm Noktası

    Stuxnet, siber silahların ilk başarılı örneği olarak kabul ediliyor. Bu olay, ülkelerin siber güvenlik yatırımlarını artırmalarına ve “siber silahlanma yarışı”nın başlamasına yol açtı.

    Sonuç

    Stuxnet nedir sorusunun cevabı, yalnızca teknik bir açıklamanın ötesinde bir tarihsel ve stratejik öneme sahiptir. Stuxnet, dünyada ilk kez gerçek anlamda kullanılan devlet destekli siber saldırıdır ve siber savaşın dönüm noktası olarak kabul edilir.

    Siber güvenlik açısından bakıldığında, Stuxnet yalnızca bir virüs değil, aynı zamanda modern teknolojinin ve politik mücadelenin birleştiği bir örnektir. Günümüzde siber tehditler artarken, Stuxnet’in hikâyesi hâlâ ders niteliğindedir.

  • ADÜ YBS Okunur mu? Detaylı İnceleme ve Kariyer Rehberi

    ADÜ YBS Okunur mu? Detaylı İnceleme ve Kariyer Rehberi

    ADÜ YBS okunur mu sorusu, özellikle Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nde eğitim gören veya düşünmekte olan öğrenciler tarafından sıkça soruluyor. Yönetim Bilişim Sistemleri (YBS) bölümü, teknoloji ve yönetimi bir araya getirerek mezunlarına geniş kariyer fırsatları sunuyor. Peki, ADÜ YBS gerçekten okunur mu? Gel, detaylıca inceleyelim.

    Adnan Menderes Üniversitesi YBS Nedir?

    Yönetim Bilişim Sistemleri, bilişim teknolojileri ile işletme yönetimi süreçlerini birleştiren bir akademik alan. ADÜ YBS programı, öğrencilere hem teknik hem de yönetimsel bilgi kazandırmayı hedefliyor.

    Programın İçeriği

    ADÜ YBS programında;

    • Veri tabanı yönetimi
    • Yazılım geliştirme
    • İş analitiği
    • Proje yönetimi
      gibi dersler yer alıyor. Bu dersler sayesinde öğrenciler, hem teknik hem de stratejik beceriler kazanıyor.

    ADÜ YBS Okunur mu? Avantajları (H2)

    1. Geleceği Parlak Bir Alan

    Teknoloji çağında Yönetim Bilişim Sistemleri mezunları oldukça talep görüyor. Veri analizi, yazılım geliştirme ve proje yönetimi gibi beceriler, iş dünyasında büyük önem taşıyor.

    2. Geniş Kariyer Olanakları

    ADÜ YBS mezunları, bilişim sektöründe;

    • Yazılım şirketlerinde
    • Bankacılık sektöründe
    • Kamu kurumlarında
    • Danışmanlık firmalarında
      çalışabilmektedir.

    3. Çapraz Disiplinsel Eğitim

    ADÜ YBS öğrencileri, hem işletme yönetimi hem de bilişim teknolojileri alanında bilgi sahibi oluyor. Bu, mezunların farklı sektörlerde rekabet avantajı sağlamasına olanak tanır.


    Dezavantajlar (H2)

    1. Yoğun Teknik İçerik

    YBS, yönetim ve bilişim arasında köprü kurarken teknik bilgi yoğunluğu nedeniyle bazı öğrenciler için zorlayıcı olabilir.

    2. Rekabet

    Teknoloji sektöründeki hızlı değişim, mezunların kendilerini sürekli geliştirmesini gerektirir. ADÜ YBS mezunları da sektörde rekabet avantajı kazanmak için ek sertifikasyonlar almalıdır.


    ADÜ YBS Mezunları Ne İş Yapar?

    ADÜ YBS mezunları;

    • Veri analisti
    • İş analisti
    • Sistem yöneticisi
    • Proje yöneticisi
      gibi pozisyonlarda çalışabilir. Ayrıca girişimcilik, danışmanlık ve akademik kariyer gibi seçenekleri de değerlendirebilirler.

    ADÜ YBS Okumak Kariyerinizi Nasıl Etkiler?

    ADÜ YBS okumak, teknoloji ve yönetim dünyasında güçlü bir temel sağlar. Mezunlar, teknik bilgi ile stratejik düşünme becerilerini bir arada kullanarak, sektörde fark yaratabilirler.

    1. Network İmkanları

    Üniversite, öğrencilerine sektör profesyonelleriyle tanışma fırsatı sunar.

    2. Staj ve Proje Deneyimleri

    ADÜ YBS öğrencileri, eğitim süresince farklı sektörlerde staj yapma imkânı bulur.


    Sonuç

    ADÜ YBS okunur mu sorusunun cevabı aslında senin hedeflerine bağlı. Teknoloji ve yönetim alanında kendini geliştirmek istiyorsan, bu bölüm sana çok şey katabilir. Tabii ki başarı, derslerdeki performansına ve ekstra beceriler kazanma çabana bağlı.

    ADÜ YBS mezunları için iş imkânları geniş, ancak sektör hızla geliştiği için sürekli kendini yenilemek şart.

    Sonuç: Evet, Adnan Menderes Üniversitesi’nde Yönetim Bilişim Sistemleri okunur, ama sen de üzerine düşmelisin.

  • Yönetim Bilişim Uzmanları Maaşları 2025

    Yönetim Bilişim Uzmanları Maaşları 2025

    Yönetim Bilişim Sistemi (YBS) Nedir?

    Yönetim Bilişim Sistemleri (YBS), şirketlerin veriye dayalı karar almasını sağlayan bilgi teknolojileri, süreç tasarımı ve iş yönetimi disiplinlerini birleştirir. Öğrenciler; programlama, veritabanı yönetimi, iş analizi, veri görselleştirme, proje yönetimi, finans ve muhasebe temelleri gibi dersler alır. Mezunlar hem teknik ekiple hem iş birimleriyle aynı dili konuşur; bu nedenle kurum içinde “köprü rolü” görürler.

    YBS Okumaya Değer mi?

    Kısa cevap: Evet. 2025’te YBS mezunları için talep şu nedenlerle artıyor:

    • Geniş iş alanı: Bankacılık/finans, e‑ticaret/perakende, üretim, lojistik, sağlık, kamu.
    • Çok yönlü profil: Veri odaklı düşünme + süreç yönetimi + temel yazılım bilgisi.
    • Yükselen ücretler: Teknoloji ve analitik beceriler maaşı yukarı taşır.
    • Esnek çalışma: Hibrit/uzaktan modellerle şehir bağımlılığı azalıyor.

    Kimler için ideal? Analitik düşünen, veriyi sevip iş süreçlerini iyileştirmeye meraklı, iletişimi güçlü adaylar için.


    2025 YBS / Yönetim Bilişim Uzmanı Maaşları

    Aşağıdaki aralıklar, büyük iş ilanı platformlarındaki (örn. Kariyer.net, Eleman.net) açık pozisyon özetleri ve piyasa gözlemlerini birleştiren bilgilendirici tahminlerdir. Şehir, sektör, şirket ölçeği ve yan haklara göre değişebilir.

    • Yeni Başlayan (0–2 yıl): 27.000 – 38.000 TL
    • Orta Seviye (3–5 yıl): 40.000 – 55.000 TL
    • Kıdemli Uzman (5+ yıl): 60.000 – 85.000 TL
    • Takım Lideri / Yönetici: 90.000 – 120.000 TL

    Sektörel notlar

    • Bankacılık & Finans: Regülasyon ve dijital kanallar nedeniyle üst dilime yakın.
    • E‑ticaret & Perakende: Veri analitiği ve müşteri deneyimi odaklı roller yaygın.
    • Üretim & Lojistik: ERP, süreç ve kalite iyileştirme projeleri öne çıkıyor.
    • Kamu: Ücretler nispeten daha istikrarlı, yan hak ve iş güvencesi güçlü.

    Pozisyonlara Göre Örnek Rol ve Sorumluluklar

    • İş/Zorlu Süreç Analisti: Gereksinim analizi, süreç haritalama, kullanıcı hikâyeleri.
    • Veri Analisti / BI Uzmanı: SQL, veri modelleme, dashboard, KPI takibi.
    • Ürün / Proje Yöneticisi: Yol haritası, paydaş yönetimi, teslimat ve kalite.
    • ERP/CRM Uzmanı: Modül kurulumu, entegrasyon ve kullanıcı eğitimleri.
    • Siber Güvenlik / Risk: Erişim politikaları, uyum, farkındalık.

    Öne çıkan beceriler: SQL, Excel ileri, Python/R temel, Power BI/Tableau, BPMN, Agile/Scrum, Jira/Confluence, veri gizliliği (KVKK), sunum/raporlama.


    2025’te Maaşı Artıran Faktörler

    1. Sertifikalar: Scrum Master/PO, Power BI DA‑100 eşdeğeri, ITIL, Google Data Analytics, ISO 27001 farkındalık.
    2. Alan uzmanlığı: Finans, tedarik zinciri, e‑ticaret analitiği.
    3. Yabancı dil: İngilizce iş akışı olan firmalarda +%10‑20 etkisi görülebilir.
    4. Proje başarıları: Canlıya alınmış BI panelleri, ERP modül devreye alımları.

    SSS – Sık Sorulan Sorular

    YBS mi, Bilgisayar Mühendisliği mi?
    YBS; iş süreçleri ve veri tarafında daha bütünsel, yazılım geliştirme derinliği nispeten daha sınırlıdır. Kod yazmaktan çok iş değerine odaklanmak isteyenler için uygundur.

    Yeni mezun ne kazanır?
    Büyükşehirlerde 27–38 bin TL bandı; staj/part‑time deneyim, SQL ve dashboard portföyü varsa bandın üstü mümkün.

    Yurt dışı şansı var mı?
    Uzak ekiplerle proje yönetimi ve veri analitiği deneyimi, İngilizce ile birlikte güçlü bir kapı aralar.



    Kaynak Notu

    Aralıklar; 2025 yılı iş ilanı platformlarında (ör. Kariyer.net, Eleman.net) yayınlanan pozisyon özetleri, ilan metinleri ve kamuya açık piyasa paylaşımlarının birleştirilmesiyle türetilmiştir. Şirket politikaları ve yan haklar (yemek‑yol, özel sağlık sigortası, ikramiye, prim) toplam paketi önemli ölçüde değiştirebilir.


    Sonuç

    YBS; veri, süreç ve teknoloji üçgeninde stratejik bir kariyer sunar. 2025’te artan talep ve ücret aralıkları, “YBS okumaya değer mi?” sorusuna güçlü bir evet yanıtı verdiriyor. Temel teknik yetkinlikleri (SQL, BI) somut projelerle destekleyen mezunlar, kariyerlerinin ilk yıllarında dahi hızlı yükseliş yakalayabilirler.